Son günlerde gündemi sarsan bir iddia, Türk jetlerinin İsrail’i korumak amacıyla DMM (Defansif Müdahale Mekanizması) çatısı altında görev yaptığına dair bazı haberlerin ortaya çıkmasıyla alevlendi. Bu iddialar, yalnızca uluslararası ilişkiler açısından değil, aynı zamanda Türk kamuoyu için de büyük bir tartışma kaynağı oluşturdu. Ancak DMM, söz konusu iddialara sert bir dille karşı çıkarak, Türk jetlerinin böyle bir misyonda yer almadığını açıkladı.
DMM, Türk hava kuvvetlerinin rolü hakkında yaptığı resmi açıklamada, Türk jetlerinin, özellikle İsrail toprakları üzerinde herhangi bir askeri görevde bulunmadığını vurguladı. Kuruluş, bu tür haberlerin dibine kadar araştırıldığını ve Türkiye’nin kendi hava sahasında tam bağımsız bir şekilde faaliyet gösterdiğini belirtti. Açıklamada, "Türk F-16'ları, ülkemizin ulusal güvenliği ve savunması doğrultusunda, kendi sınırlarımız içinde faaliyet göstermektedir. Uluslararası işbirlikleri veya tesis edilen güvenlik anlaşmaları çerçevesinde bile, Türk jetleri başka bir ülkenin korumasında yer almamaktadır." ifadelerine yer verildi.
Bu tür iddiaların, havacılık ve savunma alanındaki uluslararası işbirlikleri üzerine kafa karışıklığı yaratabileceği değerlendiriliyor. DMM, açıklamasında askeri işbirliklerinin genel çerçevesini çizen önemli noktaları da aktardı. Bu bağlamda, Türk jetlerinin kendi ulusal politikaları ve stratejik hedefleri doğrultusunda faaliyet gösterdiği, uluslararası operasyonlar ve savunma anlaşmalarının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Türk Hava Kuvvetleri, son yıllarda uluslararası alanda çeşitli ittifaklar ve işbirlikleri gerçekleştirmiştir. NATO üyesi olan Türkiye, birçok ortak tatbikata ve askeri eğitim programına katılırken, jetlerinin başka bir ülkenin savunmasına destek verme gibi bir amaç taşımadığını net bir şekilde ortaya koymuştur. DMM'nin açıklaması, Türkiye’nin bağımsız savunma politikalarının altını çizerken, komşu ülkelerle olan ilişkilerde de dikkatli bir denge sağladığını göstermektedir.
Son yıllarda özellikle Ortadoğu'daki çatışmaların artmasıyla beraber, Türkiye'nin askeri gücüne olan ilgi artmış; ancak DMM, bu ilginin yanıltıcı yorumlarla toplumda panik yaratmaması gerektiğini savunmaktadır. Türkiye, güvenliğini sağlamak adına başka ülkelere destek vermek yerine, kendi hava sahasında etkinliğini artırmaktadır. Ayrıca, her türlü askeri hareketin resmi kanallardan ve diplomatik yollarla yürütüldüğüne de vurgu yapılmaktadır. DMM, bu bağlamda Türk jetlerinin görevi dışında, herhangi bir ülkenin iç işlerine müdahale etmeyeceğini ifade etti.
Sonuç olarak, DMM'nin sert açıklaması, Türk hava kuvvetlerinin ulusal güvenlik ve savunma stratejileri çerçevesinde bağımsız bir pozisyonda olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu tür hayali iddiaların, Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarına zarar verme amacı taşıdığı düşünülmekte ve Türk halkının da bu tip yanıltıcı haberlere karşı duyarlı olması gerekliliği ifade edilmektedir.
Özetle, DMM’nin yaptığı açıklama, Türk jetlerinin İsrail’i koruma gibi bir görev üstlendiği yönündeki söylentileri yalanlamakla kalmamış, aynı zamanda Türkiye’nin bağımsız savunma politikalarının doğruluğunu ve önemini de gözler önüne sermiştir. Türk Hava Kuvvetleri'nin, kendi sınırları içinde bağımsız bir şekilde hareket ettiğini bildiren DMM açıklamaları, uluslararası ilişkilerin ne kadar hassas bir denge gerektirdiğini bir kez daha hatırlatmaktadır.