Yemen, uzun yıllardır iç savaşın pençesinde çırpınırken, son günlerde Husiler’in ABD’nin askeri varlığına karşı çıkışları ve yeni kara harekatı hazırlıkları gündemi sarsıyor. Husilerin liderlik ettiği hareketin, ABD’nin Yemen’deki varlığını gerekçe göstererek başlatacağı yeni bir askeri operasyona yönelik hazırlıklara hız verdiği bildiriliyor. Bu durum, bölgedeki jeopolitik dengeleri değiştirebilecek nitelikte bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Husilerin lideri, ABD’nin Yemen’deki askeri harekâtlarını sürdüren bir aktör olduğunu ve bu durumun Yemen halkı için büyük bir tehdit oluşturduğunu ilan etti. Aslında Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve İran gibi bölgesel güçlerin de etkisiyle iç savaşın ortasında; dolayısıyla Husilerin bu tutumları, sadece bölgedeki değil, uluslararası alandaki dengeleri de etkileyebilir.
ABD’nin, Yemen’deki Husilere karşı koalisyon güçleri ile birlikte yürüttüğü operasyonlar, 2015 yılından bu yana artarak devam ediyor. Bu durum, Husilerin ABD’ye karşı bir direniş göstermesini kaçınılmaz hale getirdi. Husilerin, özellikle son dönemde militanlarını eğitmek ve yeni stratejiler geliştirmek üzere hızla hareket geçmeleri, bu gerilimin bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Husi liderliği, yabancı güçlerin Yemen’deki sürekli müdahalesinin sona ermesini talep ediyor ve bu durumu ‘Yemen’in egemenliğine saldırı’ olarak tanımlıyor.
Bölgedeki uzmanlar, Husilerin olası kara harekâtının Yemen’in geleceği üzerinde ciddi etkiler yaratabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Eğer Husiler, planladıkları hareketi gerçekleştirirlerse, bu durum sadece Yemen’deki çatışmaları derinleştirmekle kalmaz, aynı zamanda ABD’nin bölgedeki askeri stratejilerini de sorgulaması gerektiği bir duruma yol açabilir. Husilerin harekât sonrası kazanacağı muhtemel alanlar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi komşu ülkeler üzerinde yoğun bir baskı yaratacaktır.
Yemen hükümetine bağlı birlikler ve koalisyon güçleri, Husilerin bu tehditlerini boşa çıkarmak için önceki askeri stratejilerini gözden geçirmeye başlamış durumda. Husilerin çarpıcı açıklamaları, uluslararası camiada büyük yankı bulurken, Yemenli zırhlı birliklerin takviye edilmesi ve savaş hazırlıklarının arttırılması yönünde çalışmalar yapıldığı biliniyor. Yemen’in siyasi atmosferi ise bu durumdan olumsuz etkilenmekte ve yeni çatışmaların kapısını aralamakta.
Sonuç itibariyle, Yemen’deki askeri hareketlilik ve Husilerin ABD’ye karşı savaş hazırlıkları, bölgede karışıklıkları artırabilecek bir sürecin habercisi olabilir. Husilerin kara harekatı ihtimalinin gerçekleşmesi, uluslararası toplumun dikkatini çekmekte ve yeni diplomatik girişimleri zorunlu kılmaktadır. Tüm bu gelişmeler, Yemen halkı için yeni bir dönemin habercisi olabilir; ancak bu sürecin nasıl işleyeceği, bölgedeki güç dengelerine bağlı olarak şekillenecektir. Dolayısıyla, önümüzdeki günler hem Yemen hem de uluslararası politika açısından kritik bir dönüm noktası olabilir.