Donald Trump, 20 Ocak 2017’de göreve geldiğinde, Amerikan siyaseti ve dünya üzerindeki etkileri üzerinde büyük değişimlerin habercisi oldu. Trump’ın başkanlığı döneminde izlediği politikalar, küresel arenada dikkat çekici tartışmalara neden oldu. İlk 100 günde hayata geçirdiği icraatlar, ise hem destekçileri hem de muhalifleri tarafından yoğun bir şekilde değerlendirildi. Bu yazımızda, Trump’ın ilk 100 günde gerçekleştirdiği önemli adımları ve bu adımların Amerikan toplumu üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyeceğiz.
Trump’ın ekonomi politikaları, göreve geldiği andan itibaren en çok dikkat çeken konulardan biri oldu. İlk 100 günde, vergi reformu ve iş yaratma konusunda birçok girişimde bulundu. 2017'nin Mart ayında, sağlık reformunu zorlamasıyla dikkat çekti; ancak bu konudaki çabaları, Kongre’de büyük bir dirençle karşılaştı. Daha sonra, vergi reformu konusunda hareket etti. Trump, 2017'nin Eylül ayında, vergi indirimleri ve işverenler için teşviklerin yer aldığı bir tasarıyı kamuoyuna tanıttı. Bu, öncelikle zengin Amerikalılara ve büyük şirketlere yine büyük faydalar sağladı. Ancak birçok eleştirmen, bu uygulamaların sosyal dengeleri bozduğunu savunuyordu.
Ayrıca, Trump’ın ticaret politikaları, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin habercisi oldu. Göreve geldikten sonraki ilk ayda, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) üzerine yeniden müzakereleri başlattı. Bunun yanı sıra, Çin ile ticaret savaşına girdi ve bazı ürünlere ek gümrük vergileri getirdi. Bu adımlar, Amerikan sanayisinin korunması gerektiğini savunan Trump’ın tabanını güçlendirirken, diğer yandan dünya genelindeki ticaret dengelerini sarstı. Ancak, bu kararların uzun vadede Amerikan tüketicilerine fiyat artışları olarak yansıdığı da unutulmamalıdır.
Trump, dış politikada da sert bir yaklaşım benimsedi. İlk 100 gününde Suriye’ye yönelik askeri bir müdahale gerçekleştirdi. 7 Nisan 2017’de, Suriye hükümetine ait kimyasal silahların kullanıldığını iddia ederek, Suriye’nin Shayrat Havaüssü’ne 59 Tomahawk füzesi gönderdi. Bu adım, Trump’ın ‘Amerika geri döndü’ mesajını vermesi bakımından önem taşıyordu. Ancak, bu müdahalenin ardından gelen tepkiler, kamuoyunu iki kutba ayırdı. Bir kesim, bu adımı desteklerken, diğer kesim ise Trump’ı savaş kışkırtıcılığıyla suçladı.
Trump’ın Kuzey Kore ile olan ilişkileri de dikkat çekiciydi. İlk 100 günde, Kim Jong-un ile olan gerilimli diyalogları, birçok uluslararası analistin dikkatini çekti. Trump, sosyal medya üzerinden atılan sert mesajlarla, Kore Yarımadası’ndaki nükleer krizi çözmeye çalıştı. Bu durum, hem Trump’ın diplomasi anlayışını sorgulattı hem de bu konuda nasıl bir yol izleyeceği hakkında belirsizlik yarattı.
Sonuç olarak, Donald Trump’ın ilk 100 günde ortaya koyduğu icraatlar, yalnızca Amerikan iç politikası değil, küresel politikalar üzerinde de geniş yankılar uyandırdı. Ekonomideki değişim, dış politikadaki sert müdahaleler ve iç meselelerdeki otoriter yaklaşım; Trump’ın dönemi boyunca etkilerini hissettirdi. Bu süreçte, karşıt görüşler ve destekçi kitleler arasındaki tartışmalar, Amerikan toplumu için yeni bir siyasi kültürün başlangıcını müjdeledi. Trump’ın ilk 100 günde attığı adımlar, ilerleyen dönemler için de önemli bir referans noktası olmuştur.