Güney Amerika'nın en dikkat çekici ülkelerinden biri olan Venezuela, son dönemde ABD'nin Karayip Denizi'nde gerçekleştirdiği askeri tatbikat ve artan askeri varlık nedeniyle büyük bir endişe yaşıyor. Caracas yönetimi, ABD'nin bu adımlarının bölgedeki gerilimi tırmandırdığını ifade ederken, uluslararası kamuoyuna da bu durumu yakından takip etme çağrısı yaptı. Venezuela Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, "Söz konusu askeri faaliyetler, Karayip bölgesinde barışı tehdit eden bir durumdur ve bu tarz eylemler kabul edilemez," ifadelerini kullandı.
Venezuela'nın tepkilerine yanıt veren ABD, tatbikatın sadece eğitim amacı taşıdığını ve bölgedeki müttefik ülkelerle iş birliği içinde gerçekleştirdiğini savundu. Amerikalı yetkililer, "Venezuela'nın tutumu, kendi iç politikalarından kaynaklanıyor ve uluslararası sahada daha fazla sorun yaratma potansiyeline sahip," dedi. Ancak Venezuela, ABD'nin bu açıklamalarının gerilimi azaltmak yerine daha da arttırdığını belirtiyor. Caracas, özellikle ABD'nin bölgenin enerji kaynaklarına yönelik ilgi ve müdahalesini tehlikeli bir gelişme olarak nitelendiriyor.
Karayip Denizi, sadece doğal güzellikleri ve turizm potansiyeli ile değil, aynı zamanda stratejik konumu ile de dikkat çekmektedir. Bu bölge, deniz yollarının kesişim noktası olmasının yanı sıra, zengin enerji kaynaklarına ev sahipliği yapmaktadır. Venezuela, dünya genelinde önemli bir petrol üreticisi olarak bilinirken, ABD'nin bu kaynaklara olan ilgisi her zaman bir endişe kaynağı olmuştur. Venezuela hükümeti, bu durumun uluslararası waterway üzerinde kontrolü ele geçirme çabaları olarak değerlendirmekte ve Barack Obama döneminde başlamış olan askeri tatbikatların devamını tehlikeli bulmaktadır.
Ayrıca, Karayip Denizi'nde gerçekleştirilen askeri tatbikatlar, sadece Venezuela ile ABD ilişkilerini değil, bölgedeki diğer ülkelerin de jeopolitik hesaplarını etkilemektedir. Özellikle Latin Amerika'nın diğer ülkeleri, ABD'nin bu tutumunun kıtanın genelinde bir güvenlik tehdidi oluşturabileceğinden endişe ediyor. Venezuela, Bolivya ve Küba gibi müttefikleriyle birlikte, bu duruma karşı ortak bir politika geliştirme amacı taşımaktadır. Ülkeler, yalnızca askeri değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal boyutlarda da birlikte hareket etme kararı alarak, ABD'nin domine ettiği bir uluslararası düzenin değişmesi gerektiğini savunuyorlar.
Sonuç olarak, Venezuela’nın ABD'nin Karayip Denizi'ndeki askeri varlığını tırmandırıcı bir unsur olarak görmesi, bölgedeki gerilimleri artıran önemli bir faktördür. Her iki ülkenin de açıklamaları ve politikaları, Latin Amerika'nın geleceği üzerinde belirleyici bir etki yaratabilir. Venezuela, uluslararası hukuku koruma kararlılığını vurgularken, aynı zamanda Komünist ülkelerle olan ilişkilerine de yeniden şekil vermeye çalışıyor. Dolayısıyla, bu çatışmanın nasıl gelişeceği, yalnızca bu iki ülkenin ilişkileri açısından değil, tüm Karayip ve Latin Amerika bölgesi için kritik bir öneme sahiptir.